Almanya İşverenler Birliği (BDA) Başkanı Rainer Dulger, Almanya’daki iş gücü açığı sorununa en kısa müddette tahlil bulunamaması halinde Almanya’nın refahını kaybedeceği ikazında bulundu.
Bild am Sonntag gazetesine konuşan Dulger’e göre, mevcut yetişmiş iş gücü açığının tamamen giderilmesi esasen imkansız. Bu nedenle siyasetçiler en azından ziyanı azaltmaya çabalamalı.
“Kalifiye iş gücü açığının tamamıyla giderilmesi mümkün değil ve bu durum ülkeyi refah kaybına sürükleyecek. Siyasetçiler en azından nitelikli iş gücü açığını azaltmaya çalışmalı” diyen ve Almanya’nın yurt dışında cazip bir ülke olması gerektiğini savunan Dulger, “Peki bunun için Almanya olarak biz ne yapıyoruz? En güç lisanlardan birine sahibiz, konut piyasası felaket halde, bürokrasi çok ve çocuk yuvalarında hem yer az hem de açık oldukları saatler esnek değil. Yurt dışından nitelikli iş gücü gelmesi için öbür göç ülkeleri üzere bir ‘hoşgeldiniz’ kültürüne ihtiyacımız var” tabirlerini kullandı.
Almanya’da özellikle doğum oranı yüksek neslin emekliye ayrılması nedeniyle önümüzdeki yıllarda nitelikli iş gücü açığının rekor seviyeye ulaşması bekleniyorFotoğraf: Jens Krick/Flashpic/piture alliance
Asgari fiyat artışını engelledikleri tenkitlerine ret
Dulger, işveren tarafına yöneltilen ve taban fiyatı cazip hale gelirecek bir fiyat artışını engelledikleri eleştirisini de reddetti. Almanya’da taban fiyat artışından Taban Fiyat Komitesi’nin sorumlu olduğunu belirten Dulger, “Bu şurada işveren ve işçi temsilcileri oturuyor, onların önerdiği taban fiyat teklifini de hükümet yürürlüğe koydu” dedi.
Bir sonraki en az fiyat artışı müzakerelerinde daha güçlü bir artış yapılması tarafındaki talepleri de geri çeviren Dulger, özellikle koalisyı-on hükümetinin büyük ortağı olan SPD’den (Sosyal Demokrat Parti) gelen artış taleplerine atfen de “Siyaset fiyat tespitine karışmasın. Şayet düşük gelirlilerin elinde daha fazla para kalmasını istiyorsa vergileri ve toplumsal sarfiyatları azaltabilir” teklifinde bulundu.
Ancak asgarî fiyat konseyinin artış önerisi bu sene Dulger’in tez ettiği üzere olmadı. Üçü sendika, üçü işveren, üç de bilim insanından oluşan dokuz kişilik komite son genel taban fiyat tespit müzakerelerinde uzlaşı sağlayamadı. Bunun üzerine Komite’deki bilim insanı temsilciler, taban fiyatın önümüzdeki yılın başından itibaren saatte 12,41 euro, 1 Ocak 2025’ten itibaren de 12,82 euro olmasını önerdi, sendiklar ise bunu az bularak sert biçimde eleştirdi.
Almanya’da en az ücretliler ne kadar kazanıyor?
To view this manzara please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
Almanyada 2015’te yürürlüğe giren genel en az fiyat, federal hükümetin beş yıllığına görevlendirdiği ve dokuz üyeden oluşan bir komitesi tarafından belirleniyor ve hükümete öneriliyor. Federal hükümet de önerileni kararname çıkararak yürürlüğe koyuyor. Prensipte şahsen hükümetin taban fiyatı yükseltme yetkisi bulunmuyor.
İşveren tarafı iklim koruma gayelerine de karşı çıkıyor
Almanya’da üçlü koalisyonun ortağı Yeşiller’in birincil gayesi olan iklim müdafaa ve endüstride yeşil dönüşüm son aylarda işveren tarafından eleştiriliyor. Özellike Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaş sonrasında Rusya’dan satın alınan ucuz fosil güç tedariği kesilmiş, Almanya küresel piyasalardan daha pahalıya alternatif güç satın almaya başlamıştı. Güç fiyatlarının rekor derecede artışı başta kimya ve çelik üzere ağır güç kullanan üretici sektörüler gelmek üzere eleştiriliyor.
İkitidar ortağı Yeşiller ise içinde bulunulan durumdan 16 yıllık Hristiyan Birlik (CDU ve CSU) öncülüğündeki hükümetleri sorumlu tutuyor. O dönemde iklim müdafaanın ihmal edilmesi nedeniyle bugün endüstrideki dönüşümde geç kalındığını ve kasvet yaşandığını savunuyor.
İktidar ortağı Yeşiller, iklim müdafaada Almanya’nın geri kaldığını, bundan da eski Hristiyan Birlik liderliğindeki 16 yıllık koalisyon iktidarını sorumlu tutuyorFotoğraf: Olaf Döring/IMAGO
İşveren tarafı hükümetten daha fazla kamusal destek talep etse de Anayasa Mahkemesi’nin bütçeyle ilgili verdiği on gün önceki karar bunun imkansız olduğuna işaret ediyor. Anayasa Mahkemesi yargıçları, verdikleri kararda, korona pandemisiyle uğraşa ayrılan ve harcanmayan 60 milyar euronun iklim koruma maksatlı kullanımının Anayasa’ya muhalif olduğuna huükmetmiş, bunun sonucu olarak yeşil dönüşüme ayrılması planlanan milyarlarca euroluk bütçe dondurulmuştu.
İşverenler Birliği Önderi Dulger, hükümetin bu kurallarda iklim koruma maksatlarından vazgeçmesini talep ederek, “Koalisyon ikilim siyasetinde hedeflediğini yapmaya kalkışırsa Almanya küresel rekabette ayakta kalamaz” diyor. Dulger ayrıyeten “pek çok işletmenin iflas edebileceğini, nitekim onlardan iklim koruma istikametinde talep edilenlerin hayata geçirilmesinin imkansız olduğunu” savunuyor.
Dulger, “Hedeflerin sorgulanmasını, yeşil projelerden geri adımlar atılmasını umut ediyorum. Bunlar günümüz kurallarına uymuyor ve ekonomik yatırım ülkesi olarak Almanya’yı zayıflatıyor. İklim müdafaa iktisada ziyan vermemeli” diyerek, hür piyasanın kendi tedbirleriyle daha uygun mali kurallarda iklim korumada başarılı olacağını öne sürüyor.
AFP, DW / ETO,ET
Almanya’da iş gücü açığı | İşverenlerden yeni çözüm
To view this imaj please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video
